Datça haberler. Son Dakika haber başlıkları ve gelişmeler

Datça ege bölgesinde Muğla bağlı bulunan bir ilçedir. Datça Yarımadası’ndaki buluntuların geçmişi MÖ 2000’lere kadar uzanır. Bilinen ilk yerli halk Karyalılar’dır ve burada en parlak dönem Dorlar döneminde yaşanır. Dorlar MÖ 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelirler ve bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 km kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiinde Dor uygarlığının merkezi olan Knidos’u kurarlar. Daha sonra Lidya egemenliğine giren Knidos, MÖ 546’da Lidya Devleti’nin Persler’in eline geçmesinin ardından da Persler egemenliğine girmiştir.

Daha fazla göster

Datça Tarihi

Knidos, ticari nedenlerle MÖ 4. yüzyılda yarımadanın uç noktasına, bugünkü görkemli kalıntıların olduğu yere taşınmıştır. Strabon, Knidos’un kıyı boyu ile önündeki adada kurulduğunu belirtir. Ada ile kara arasındaki deniz doldurularak, iki ayrı liman elde edilmiştir. Kuzeydeki küçük limana “Kuzey Liman” denilmiş ve askeri amaçla kullanılmıştır. Güneydeki liman ise ticaret amaçlı kullanılmıştır. Halen, liman ağzındaki mendirek ile Kuzey Liman’daki kulenin kalıntıları görülmektedir. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlardır. Şehir Afrodit heykeli ile ünlenmiş, geç Roma ve erken Bizans döneminde tapınaklar yerlerini kiliselere bırakmış ve şehir nüfusu 70.000’lere ulaşmıştır.

Datça Coğrafyası

Datça Yarımadası’ndaki çok sayıdaki irili ufaklı koylardan biri
Datça, coğrafi bölge olarak Ege Bölgesi’ndedir. Dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Datça Yarımadası’nın en yüksek noktalarını Bozdağ (1174), Kalecik Dağı (881), Karadağ (786), Emecik Dağı (704), Yarık Dağı (615) oluşturur. Arazinin % 66’sı orman alanı, %18’i seyrek çalılık ve kayalık olup sadece % 16’sı tarım alanıdır. Kızlan Ovası, Burgaz Düzlüğü, Reşadiye Ovası ile kıyı düzlüklerinin en önemlilerinden olan Karaköy, Palamutbükü ve Mesudiye, ilçenin ovalarıdır. Yarımadanın Datça’nın batısındaki kısmı Betçe olarak adlandırılır.

Yüzölçümü 446 km2 olan yarımadanın 235 km’lik sahil şeridi, büyüklü küçüklü 52 koyla dantel gibi bezenmiştir. Marmaris ile Datça sınırını oluşturan Balıkaşıran’da (Datça’ya 64 km) kuzey ve güney kıyıları arasıdaki kara genişliği, 900 metreye kadar inerken yarımadanın en geniş yeri 17 km’dir.

Datça, tipik bir Akdeniz iklimi’ne sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Üç tarafı denizle çevrili yarımadada yazın esen serin kuzey rüzgarları, kavurucu sıcakları yok eder. Nem oranı ortalama %58 olan Datça’da yılın 300 günü güneşli geçer.

Datça Ekonomisi

Datça’nın engebeli arazi yapısı nedeniyle tarıma elverişli arazi sınırlıdır, bununla beraber özellikle kırsal bölgelerde tarımsal etkinlikler ekonominin temelini oluşturur.[4] Eğimli arazilerde yapılan badem üretimi, ilçe ekonomisinde özellikle önemli bir yer kapsar,[5] ilçe Türkiye’nin başlıca badem üreticileri arasındadır.[4] Üretilen bademler çoğunlukla çağla olarak satışa sunulur. Kayısı ve erik başta olmak üzere diğer meyveler, özellikle Kızlan ve Karaköy’de domates, belli bölgelerde narenciye, tahıllar ve baklagiller ekonomide yer tutan diğer tarımsal ürünlerdir. Mesudiye köyünden başlayarak yayılan seracılık kapsamında çeşitli sebzeler de yetiştirilir. Bağcılık tarihsel olarak ilçe ekonomisinde önemli yer tutmuştur, bu önem Knidos mühürlü amforaların Atina, Delos, İskenderiye gibi şehirlerde bulunmasından anlaşılır. Bununla beraber, günümüzde bağcılık çok sınırlı olarak sürdürülür.[5] Datça’nın bir diğer önemli ekonomik kaynağı da arıcılıktır.[4] Üretimi yapılan iç/çağla badem, domates ve balın önemli bir bölümü dışarıya satılırken, üretilen zeytin ve zeytinyağının büyük bir bölümü çiftçinin kendi ihtiyacını karşılamakta, çok az bir bölümü satılmaktadır. Bu nedenle ilçede yaygın olarak zeytin ağacına rastlansa da bu zeytinler ticarete konu olmaz. Meralar sınırlı olduğu için hayvancılık ilçenin ekonomik hayatında rol oynamaz.[5]

Datça yöresinde yetişen badem türleri;

Acı badem (Acıpayam, Prunus dulcis),
Nurlu badem
Tatlı badem (Dulcis[6], veya iki adla Prunus dulcis (Miller) D.A.Webb)
Zeytinyağı üretilen imalathaneler dışında ilçede sanayi tesisi bulunmamaktadır.

Datça ve Turizm

1970’lere dek bölgeye ulaşım yalnızca deniz yoluyla mümkündü. Bu tarihten itibaren artan ulaşım olanaklarına paralel olarak ilçenin bunun öncesinde tamamen tarıma dayalı ekonomisi değişerek gelişmiş, tarımın yanında turizm de geçim kaynakları arasına girmiştir. Turizmdeki gelişim Bodrum, Marmaris, Fethiye ilçeleri kadar olmadığından Datça nispeten bakir kalmıştır.[5] Kalkınma ajansları tarafından ilçede kitle turizmi imkânı bulunmadığı belirtilse de, eko turizm için Datça merkez olarak belirlenmiştir.[4]

Datça Yarımadası, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiş olması dolayısıyla bozulmamış doğası, 235 kilometrelik sahil şeridi ve 52 koyu, zengin flora ve faunası, Knidos antik kenti ile gelecekte bölgenin en önemli turizm merkezlerinden birisi olmaya adaydır. Datça’nın birçok mavi bayraklı plajı bulunmaktadır, bunlar Aktur Tatil Sitesi Plajı, Aktur Kamping Plajı, Karaincir Plajı, Hastanealtı Plajı, Periliköşk Plajı, Billurkent Plajı olarak sıralanabilir. Çevre turizmi açısından olanaklar mevcut olup, Bodrum ve Fethiye arasında yoğunlaşan Türkiye yat turizminin odaklandığı bir yer olarak önem taşır. Turistler için trekking, sörf, yelken gibi doğa ve su sporlarının yapılabileceği ortamlara sahiptir.

Turizm, ilçenin ekonomik hayatında, ilçenin 1970 yılında öncelikli turizm bölgesi ilan edilmesiyle hızla önem kazanmış ve halkın önemli bir gelir kaynağı olmaya başlamıştır. Bu olguya paralel olarak, ilçede konaklama imkânını arttıran tesislerin sayısının yıldan yıla hızla arttığı gözlenmektedir. Datça Yarımadası, Bodrum ve Marmaris’ten “Mavi Yolculuk” düzenleyen tekneler için oldukça önemli bir güzergâh olmaktadır. Datça Limanı’na giriş-çıkış yapan tekneler arasında, Ege Adaları’ndan gelen tekne ve yatlar önemli bir yer tutar. Yunan adalarından, özellikle Rodos ve Sömbeki adalarından, ilçeye Cumartesi günleri teknelerle alışverişe gelen Yunanlar, ilçeye döviz girdisi sağlamaktadırlar. Turizm sezonu dışında sürdürülen inşaat çalışmaları, kış aylarında tarımın yanında ekonomik hayatı canlı tutmaktadır.